Tüm vedalar zor ve yıpratıcıdır. Vedaları bizlere kaçınılmaz bir son olarak dayatan bu merhametsiz yaşam neden bu kadar kolay bağlanmamıza müsade eder? Nasıl olur da sorgusuzca düşünmeden bırakırız kendimizi o tırnakları boyalı, bileklerine kadar çamura bulanmış vicdansız kollara... Ne diye bu güzelim yalnızlığımızı aldatırız ki onunla?
Vazgeçmek insanoğlunun doğasına tamamen ters olmalı kanımca, zira insanoğlu bağlanma konusunda kendini stilize ederken asla veda anını düşünmemektedir. Şayet bağlanılan şeye "bir gün nasıl vazgeçerim" mantığı ile bakıyorsa, söz konusu olgu ile şahıs arasında olası bir duygusal bütünlükten bahsetmek budalalıktan başka bir şey değildir! Bağlanma ve bağlılığı güçlendirme süreci özen istemeyen, emek ve çabadan tamamen uzak, tümüyle içgüdüsel bir süreç olmalı aksi halde nasıl olur da insan duygusal anlamda bağlandığı olgu ve nesnelere karşı manevi anlamlar yükleyebilirler ki?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder